yılmaz erdoğan şöyle anlatmış;
“başından büyük bir aşk geçmemiş her kadın için bu bir eksikliktir;başından büyük bir aşk geçmiş her erkek için ise bu bir fazlalıktır.. erkeğin hayatında belki bir aşka yer vardır..kadının ise aşkında belki bir hayata…erkekler deli gibi aşık olurlar, zamanla akıllanırlar..kadınlar ise akıllı gibi aşık olurlar, zamanla delirirler..aşk, kadını ve erkeği farklı etkiler..asik olan kadının gözünde baska hiçbir şeyin değeri kalmaz..aşık olan erkeğin gözünde ise her sey yeniden değerlenir..çünkü aşık kadın “nasıl olsa bitecek” sezgisi ile hareket eder.. aşık erkek ise “nasıl olsa sonsuza dek sürecek” yanılgısıyla… aşık kadınlar bu yüzden hep endişeli ve huzursuzdurlar; aşık erkekler ise melekler gibi dingin ve aptallar gibi bön..aşık olmak erkeğe yakışır..kadına asla..kadına yakışan sadece aşktır..aşksız bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder, aşksız bir kadın ise efendisiz bir köle..kadın ne ister? ne mi ister? hepsini ister ve aynı anda..peki erkekler ne ister? hem sevgili karıları hem de haremleri olsun isterler..peki neden korkarlar? hem karısız hem de haremsiz kalmaktan korkarlar..kadın erkeğinin kendisine kul köle olmasını ister ;olunca da ondan nefret eder..erkek ise kadının kendisine köle olmasini istemez; olunca da onu sever.. bir erkek kadından bıktığı için onu terk eder; bir kadın ise erkeğinden sıkıldığı için..arada çok önemli bir fark var..bir erkek doyduğu için kadınından bıkar..bir kadın ise doyamadığı için erkeğinden sıkılır..erkek kadının fiziksel görüntüsüyle; kadın ise erkeğin şehvetiyle tahrik olur..onun için kadınlar karşılarındakini anlarlar; erkekler ise sadece görünen dünyayı..kadın terk edildiği ve aldatıldığı zamanlarda, bir de bosanırken hiç tereddüt etmez..kararlı, şuurlu ve son derece akıllı biçimde bütün strateji ve nokta hücumu taktikleriyle delirir..delilik, kadınların aklıdır ve sadece bu özellikleri bile, onların erkeklerden daha üstün kabul edilmeleri için yeterli bir sebeptir.. kadınlar, sezgileriyle her şeyi bilirler..erkekler ise akıllarıyla hiçbir şeyi bilemezler..kadınlar her şeyi görürler..göremediklerini duyarlar..duyamadıklarını ise sezerler..dişilik yalnız algı kapılarını değil, bütün telepati, sezgi, altıncı his ve üçüncü göz kapılarını açan lsd, mescaline, psilosibin kadar güçlü bir iksirdir..kadınlarin sezgileri o kadar olağanüstüdür ki, onları erkeklerden çok daha üstün saymamak için hiçbir neden yok..sezgi de neymiş mi dediniz? aklın eli, kolu, gözü, kulağı ve burnudur..aklın dürbünü, pusulası ve radarıdır..şahini ve tazısıdır..kapanı, tuzağı ve oltasıdır..sezgi en kurnaz avcıdır..sezgi olmasa ne bilim ne felsefe ne sanat olurdu..akıl mı? akıl sezginin uşağıdır..o kadar.. sezgileri yerine bilgileri ile hareket eden bilgiç kadınlar kadar itici yaratıklar düşünemem..akıllıları ve kültürlüleri ise itici değillerdir ama sıkıcı olurlar çoğu zaman..kadına en çok yarayan ne akıl, ne bilgi, ne de kültürdür..ince ve şuh bir zekadır…”(black eyed witch, 24.02.2009 17:40)
sozlukte denk geldigim guzel bir yazi. ilgilenenlere…