Âriflerden biri, çamurlu kaygan bir yolda, eteklerini toplayarak, dikkatli adımlarla yürüyordu. Fakat bütün çabasına rağmen düştü. Her tarafı çamur olduğu için, artık serbestçe yürümeye başladı. Bir taraftan ağlıyor ve:
“İşte, günaha düşmeden önce günahlardan sakınan adamın hali budur. Bir defa, iki defa… Günaha düştükten sonra, artık aldırış etmeden onun ortasında yürümeye başlar!” diyordu…
Gerçektende ikiside ne kadar çok benziyor birbirine.